top of page

Sibirya'dan Odunpazarı'na bir kızak köpeği

  • Yazarın fotoğrafı: Deniz Altun
    Deniz Altun
  • 19 Mar 2019
  • 3 dakikada okunur

Einstein, Eskişehir Odunpazarı’nda yaşayan Samoyed cinsi bir kızak köpeği. Bursa’da hayatı son bulmak üzereyken Eskişehir’e gelişiyle Odunpazarı’nda hem hayat bulan, hem hayat veren Einstein’in öyküsünü sahibiyle konuştum.


Einstein, kökeni Sibirya’ya dayanan Samoyed cinsi bir kızak köpeği. İsmini beyaz ve dilinin dışarda oluşundan aldığını söylüyor sahibi. İlk karşılaşmaları da 2013 yılında Bursa’da gerçekleşiyor. Yapısı gereğince serin hava isteyen Einstein henüz çok küçükken o sene zaten sıcak geçen yazın ardından ortalamaların üstünde sıcak bir sonbahar geçiren Bursa’yı hiç sevmiyor. Hırçınlaşıyor, saldırganlaşıyor, iyi beslenemiyor ve farklı görünüşü sebebiyle de diğer köpeklerle sürekli kavga ediyor. Bu hâlin sonucunda da bedeni bitkin düşüyor ve neredeyse yaşam mücadelesi vermeye başlıyor. Artık hareket edemeyecek duruma geldiği günlerde ise bugünkü sahibi Einstein’in kaldığı barınağa uğruyor ve o hâlde olmasına dayanamayıp sahipleniyor. Tatilini yarıda bırakıp ertesi gün Eskişehir’e dönüyor ve Einstein’ı da hayata döndürüyor.

Bursa’nın sıcağından Eskişehir’in soğuğuna ayak basan Einstein’da daha ilk haftada gözle görülür değişiklikler olmaya başlıyor. Daha birkaç gün önce ayağa kalkıp gözlerini tamamen açamazken, birden ayaklanıp etrafta koşturmaya, oyunlar oynamaya başlıyor. Bembeyaz uzun tüyleri ve güler yüzüyle de hemen dikkatini çekiyor Eskişehir Odunpazarı insanının. Sahibi, Einstein’ın Odunpazarı’nda ilk günlerini şöyle anlatıyor: “Ben Einstein’ı Bursa’dan getirirken insanların onu göreceğini bile sanmıyordum. Ben onu sahiplendiğimde çok halsiz ve hasta duruyordu. Amacım onu evde beslemek, iyileştirmek ve iyi vakit geçirtmekti. Ancak buraya gelince resmen başka bir köpek oldu, Bursa’da gördüğüm köpekle hiç alakası yoktu. Hareketlendi, koşmaya, oynamaya başladı. Görünüşünün de etkisiyle insanların da hemen dikkatini çekti. Bu da bizi çok mutlu etti tabii.”

Eskişehir’de hayata dönen Einstein, bir süre sonra doğal olarak evde sıkılmaya başlıyor ve kışın da yaklaşmasıyla sahibi onu artık evde tutamıyor. Çözümü onunla beraber işe, yani sahibi olduğu kafeye gitmekte buluyor. Kafenin kapısına da Einstein için yeşil bir bank getirtiyor. Sonrasında Einstein günlerini Odunpazarı’nda geçirmeye başlıyor. Bütün gün sokakları arşınlıyor ve yorulunca gelip bir gözcü gibi dikiliyor kafenin önünde. Yolu Odunpazarı’ndan geçenler de onun güzelliğine inanamıyor ve fotoğraf çekmeden oradan ayrılmıyor. Başta kendini sevdirmekten pek hoşlanmayan Einstein, günden güne insanlara ısınıyor, kendini sevdiriyor ve sevildiğinin farkına varınca da yüzüne Samoyed cinsinin o bilinen tebessümünü oturtuyor. Kafe’nin girişine de Einstein için küçük bir pano asılıyor: “Hırlarsa yavaş yaklaşın ve sırtını sevin.”

Günler geçtikçe popülaritesini artırıyor Einstein. Orada geçirdiği birkaç yıl sonunda artık kafeden daha çok bilinir olduğunu söylüyor kafe sahibi. Başka bir yerde kafesini tarif etmek isterken zorlanınca Einstein’i anlattığını ve hemen karşılık bulduğunu söylüyor. İnsanlar sosyal medyadan Einstein’ın kafede olup olmadığını sorup, kafedeyse rezervasyon yaptırmaya başlıyor. Durumun böyle oluşu size ne hissettiriyor diye sorduğumuzda ise sahibi şunları söylüyor: “Başlarda gereksiz bir kompleks içinde olduğumu itiraf edeyim. Ölmesin diye alıp getirdiğimiz köpeğe bak, insanlar onu bilir beni bilmez oldu diye söylendiğimi çok net hatırlıyorum. Ancak durup düşününce bana o kadar faydası dokundu ki. Onun burada oluşu toplu Eskişehir gezilerinin rotasyonunu bile değiştirmeye başladı. İnsanlar şu beyaz köpeği görüp sonra gezelim diye bir anda kafemi doldurabiliyor. Her şeyden, maddiyattan öte onun saflığı, güzelliği ve arkadaşlığı bana çok iyi geliyor. Ben onu hayata tutundurmak için alıp getirdim, o da bana karşılığını veriyor. Ne zaman canım sıkılsa yanımda hep o oluyor. Burada mutlu olduğunu ve onu buraya getirenin ben olduğumu biliyor. Minnettarlığını da o günlerden beri hissediyorum. Bu hissi de hiçbir şeye değişmem.”

Einstein artık Odunpazarı’nın en bilinen yüzlerinden biri. Oraya geldiği ilk günlerden itibaren yeşil bankını çok seviyor. Nadiren kendisine gösterilen ilgiden sıkılıp homurdanmaya başlasa da, her gün onu görmek için o sokaktan geçecek yüzlerce insanı yeşil bankında beklemeyi ihmal etmiyor.


 
 
 

Comments


©2019 by denizaltun.com. Proudly created with Wix.com

bottom of page