Sinemanın üstadı: Alfred Hitchcock
- Deniz Altun
- 22 May 2019
- 2 dakikada okunur

Bu sefer sinema tarihinin en büyük isimlerinden biri hakkında yazmak istedim Alfred Hitchcock. Tüm zamanların en ünlü yönetmenlerinden biri. Peki neden? Kendimce neden sinemanın en büyük isimlerinden biri olduğunu, hayatı ve filmleriyle ilgili kitabı okuduktan sonra, (Hitchcock & Truffaut) anlatmaya çalışacağım.
Hitchcock, 1899'da İngiltere'de doğdu. Asıl işi mühendislikti ama asla istemedi. Mühendislikte birkaç yıl geçirdikten sonra, hayali olan sinema için bir adım atmaya karar verdi. Stüdyolara gitti ve herhangi bir iş aradı. Çabaları işe yaradı ve film stüdyolarında grafik sanatçısı olarak çalışmaya başladı. Sessiz filmler için altyazılar yazdı, filmleri kurguladı , çeviriler yaptı ve birçok alanda işi öğrendi. Birkaç yıl sonra, bir şekilde kendini yönetmen koltuğunda buldu. İşi öğrenebileceği en iyi yerde, film stüdyolarında öğrenmişti. Çünkü Hitchcock’a göre sinema, sinema okullarından öğrenilemez. Bu onun aykırı görüşlerinden sadece biri. Çok kez farklı bir çok görüş sunup literatürü değiştirebilmiş isimlerden biri Hitchcock. Bu yazımda da neden bu düşüncelerin onu inanılmaz biri yaptığını anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle, görüşlerim Hitchcock ve Truffaut kitabına dayanıyor. Kitap, Hitchcock ve Fransız film eleştirmeni ve yönetmen Truffaut arasındaki konuşma hakkında. Röportaj da sayılabilir. Her bir Hitchcock filminin her karesini, sinemayı ve nasıl olması gerektiğini konuştukları bir röportaj. Yazımda Hitchcock’un beni en çok etkileyen görüşlerine yer vereceğim. Aslında birincisinden bahsettim. Hitchcock, yönetmenliğin ve film yapımının film okullarında öğrenilemeyeceğini düşünüyor. Ona göre sadece bir yolu var. Öğrenciler sinemayı öğrenmek istiyorlarsa sessiz filmler yapmak zorunda. Sadece imgeler, kareler ve sinematografi ile hikayeler anlatmayı öğrenmek zorundalar. Bu, ona göre sinemanın asıl büyüsü. Gördüklerimiz hikayeyi anlatacak kadar olmalı. Ve bunların hiçbirini öğreten bir film okulu yok. Bir sinema öğrencisi olarak onunla aynı fikirdeyim.

İkincisi, sinemanın etkisi konusundaki düşüncesiyle ilgili. Bir olayın gazetede başka, filmde başka bir etkiyle aktarıldığını savunuyor. Yani McLuhan gibi mesajın medyumun kendisi olduğunu. Gazetenin filmdeki etkiyi asla yakalayamayacağını da ekliyor. Felaketler sadece diğer insanlar için gerçekleşir, bizim için dışardaki olaylardır. Ancak sinema, katili ve kurbanı doğrudan bize gösterir. Mağdur için endişeleniriz çünkü o artık tanıdığımız biridir. Her gün binlerce trafik kazası oluyor, ancak yalnızca kardeşimiz bunlardan birine dahil olduğunda ilgileniriz. Eğer film iyi bir filmse, kahramanın kardeşin ya da düşmanın gibi hissettirmesi gerektiğini söylüyor Hitchcock.
Beni etkileyen bir diğer etken tekniği ile ilgili. Hitchcock, yönetmenin film endüstrisi hakkında her şeyi bilmesi gerektiğini söylüyor. Her şeyi. Kendisi 1899'da doğdu, sinema ile neredeyse aynı dönemde. Mühendislik yetenekleriyle, sadece her detayın ustası değildi, aynı zamanda çektiği filmlerde denediği ve keşfettiği tekniklerle sinema tarihine de geçti. Vertigo etkisi sadece bunlardan biri.
Seyirci onun umursadığı tek şey. Sadece izleyiciler için filmler yaptı. Hitchcock'a göre, bir filmin değeri izleyiciye verdiği deneyim ile ölçülür. Bu görüşü beni en çok etkileyenlerden biri. Film eleştirmenleri filmlerini sevmediyse de, düşünceleri ve yorumları sadece “sinema sanattır, sanatçı değilsiniz” boyutlarında olsa da, Hitchcock izleyicileri önemsiyordu. Bu çok önemli bir detay. Bu görüşünü açıklarken şu cümleleri kullanıyor: “İzleyiciler kendilerini filmde hissetmek zorunda. Örneğin, masum bir insanın suçlanması, izleyici için daha büyük bir tehlike duygusuna yol açar. Onlar için, böyle bir kişiyle özdeşleşmek, suçlu bir kişiyle özdeşleşmekten daha kolaydır. Her zaman seyirciyi düşünürüm. ”
Son olarak, sinemanın asıl amacı hakkındaki düşünceleri benim için en önemlileri elbette. Hitchcock teknikte saf mükemmelliğe karşı. Ona göre teknik, eylem geliştirmek içindir. Önemli olan kameranın sahneyi en iyi şekilde vurgulamasıdır. Görüntülerin güzelliği, hareket, ritim ve efektler de dahil olmak üzere her şey temel amaçlara yönelik olmalıdır.
Comments